BUHARLAŞAN BİR VEDA: SU-SUZ YAZ
Metin Erksan’ın 1963 yılındaki Susuz Yaz filmi gibi bir zaman. Hayat ve ölüm arasındaki siyah beyaz bir drama gibi. Apokaliptik bir yaşamın sınırlarındayız. İnsanlık olarak yaşanabilecek ne varsa hızlıca tüketip yaşamsal olanı da gözden çıkardığımız, yaşamı öldürmeye meyilli, oldukça ilkel, bir o kadar da ters köşe bir durum içindeyiz.
Bir yandan da 1816 yılındaki “Yazsız Yıl” var. Farklı isimlerle de anılıyor, ama bu ismi daha bir ironik. Ekolojik dengedeki değişimlerin en görünür olduğu zamanlardan biri. Bir yaz boyunca soğuk bir kışın, depresif bir havanın izlendiği, güneş özleminin had safhaya çıktığı bir zaman bu. Gıdanın, yaşam alanlarının, hayati dengelerin değiştiği bir yaz. Belki de yazsız yıl ebedi bir kışın korkunç başlangıcı. Gün geçtikçe adım adım ilerlediğimiz yeni buzul çağına giden küçük bir yolu, başlangıcı. Tuhaftır ki, 1816 yılında Doğu Hint Adaları’nda bulunan Tambora Dağı’ndaki volkanik patlama sonucu dünyanın ısı dengesi ve tüm canlı türleri tehlikeye girmiş, ekosistem doğal alarmlarını göstermişti. “Yazsız Yıl”, bu doğa olayının beklenmeyen sonuçlarını mevsimler boyu bütün dünyaya göstermiş, volkanik patlamanın neticesinde gökyüzüne savrulan küller aylarca güneşi engellemiş, ısı düşmüş, kıtlık başlamış, dengeler değişmişti. Küçük Buz Devri olarak da adlandırılan bu dönem aslında dünyanın ne kadar hassas bir terazide olduğunu, mevsimin doğal bir afet sonucu değişmesiyle yaşanabilecekleri gözler önüne sermişti. Peki suni yollarla müdahale edilen ekosistem? Bugün onun sonuçları daha da ağır zayiatlara neden olmaktadır.
Eldem Sanat Alanı’nın “Su-suz Yaz” projesi, değişen iklim koşullarında su probleminin çarpıklaşan güncel durumunun altını çiziyor. Su yaşam demek. Yaşamın devamını tehdit eden çevresel bir su krizinin tam ortasındayız. Geçirdiğimiz her gün dünyanın en serin son günü. Kuraklık ve su kıtlığı yaşamı riske atıyor. Bilinçli su tüketimini sağlayacak, küresel ısınmanın önünde durabilecek ve bu konularda farkındalık yaratabilecek her adım, oldukça önemli. Suyun düşüncesizce boşu boşuna olan tüketimi, su kirliliği, yaşamın yavaş yavaş yok olması, Marmara Denizi gibi genç bir denizin kısa zaman önce tüm canlı ekosistemini yitirmeye yüz tutması gibi gerçeklerle yaşamaya çalışmak oldukça ağır. Ekolojik krizin ve su probleminin yerel ve uluslararası ölçekte önce yavaşlatılabilmesi ve sonrasında iyileştirilebilir, sürdürülebilir bir uygulamaya geçilmesi oldukça önemli.
Dünya’nın Kuzey ve Güney yarım kürelerinde değişen mevsimler, kutuplarda ve ekvatordaki sıcaklık ve soğukluk dengelerinin değişimi ürkütücü. Su da buna bağlı olarak küresel bir probleme dönüşüyor. Türkiye ise yoğun tarım ve sulama alanlarının olduğu, tatlı ve tuzlu suyun ülke genelinde dünyaya oranla daha sık bulunabildiği bir coğrafya. Ancak hızla yayılan kuraklık felaketi, ülkenin de kırmızı alarm vermeye başladığını da bariz biçimde gösteriyor.
“Su-suz Yaz” projesi, tarım alanlarının sulanabilmesi için sondaj ile metrelerce derinlerden çıkarılan tatlı su kaynaklarının zaman içindeki tükenişi, su birikintilerinin ve göllerin dikkatsiz ve plansız sulamalar ile kurutulması, su kirliliği, plastik atıklar, ağır metal ve kimyasalların suya karışması, suyun bilinçsizce tüketilmesi ve sel felaketleri gibi şiddetli konuları irdeliyor.
“Su-suz Yaz”, su krizine dair sürdürülebilirliği ortaya koyan, araştırma temelli bir proje olarak; birbiriyle ilişkili toplumsal ve politik birçok konuyu da değerlendirmeye alıyor. Proje, merkezinin Eskişehir olması nedeniyle merkez-periferi ilişkisini de ön plana alarak İç Anadolu’nun çay, dere, sulak alanlar gibi önemli su kaynaklarına dair bilinçlendirme ve koruma konusunda farkındalık sağlamayı hedefliyor. “Su-suz Yaz” projesinde yer alan sanatçılar ve bir araştırma inisiyatifi, su ekolojisini, kuraklık tehdidini, su sorununun neden olabileceği çevresel felaketleri, eserlerinde ve söyleşilerinde tartışıyor. Alper Aydın, Alpin Arda Bağcık, Özgür Demirci, Elmas Deniz, Bekir Dindar, Berna Dolmacı, Erdal Duman, Murat Germen, İz Öztat, Ilgın Seymen, Hale Tenger, Gülhatun Yıldırım adlı sanatçılar ve birbuçuk inisiyatifi, doğal ve toplumsal yaşamın kaynağı olan su ekolojisini, su krizinin tetikleyebileceği göç ve savaş gibi küresel krizleri, toplumların ve azınlıkların tecrübe etmek zorunda kalacağı göç, ayrımcılık, barınma ve insan hakları sorunlarını irdeliyor; bölgesel farkındalığın yükseltilmesi için yerel yönetimlerle işbirliği içinde bireylere ve topluma demokratik, şeffaf bir şekilde görüş aktarımının, ifade ve düşünce özgürlüğünün sağlanmasına odaklanıyor.
Sergi, söyleşi ve atölye programlarında HES projeleri, müsilaj problemi, tatlı su kaynaklarının yok edilmesi, sondaj, su kirliliği, su kaynaklarına yapılan müdahaleler ile doğal göllerin ve olağan kaynakların kurutulması, bu nedenle bölgesel doğa yıkımı, tür kaybı, türlerin değişimi ya da türlerin yok oluşu, su kıtlığı nedeniyle canlı yaşamın tehdidi, su üzerinden rant sağlanması, endüstriyel atıkların kirliliği, Kanal İstanbul projesi, su kullanımına dair uç düzey bilinçsizlik, sel felaketleri, orman yangınları, su kesintileri gibi konular “Su-suz Yaz” projesi ile yeniden masaya yatırılıyor.
Yaşanan felaketlerden ziyade, ekolojik değişimin, dünyanın ısınmasının doğurduğu sonuçların, su krizinin konuşulacağı, izleneceği, çözüm yollarının aktarılacağı, yerel yönetimlerin ekoloji politikaları ile öncelikle küçük ölçekli bireysel ve toplumsal değişimlerin hedeflendiği “Su-suz Yaz” projesi, bir krizi durdurmaktansa, farkındalık ve bilinç aşılamayı hedefliyor. Proje, çocuklardan yetişkinlere bilinçli bir topluma –var olan ekolojik yıkımın yavaşlatılıp iyileştirilebileceği, çevresine karşı duyarlı ve hassas, doğaya dair bilgili ve bilinç düzeyi yüksek bir topluma– ulaşmayı amaç ediniyor.
Eldem Sanat Alanı’nın bulunduğu yerel coğrafyadaki toplumsal dönüştürücü gücü, bu projenin en önemli katma değerini oluşturuyor. Eskişehir’deki en önemli sanat ve kültür alanlarından biri olarak bireysel ve toplumsal projelerdeki yıllardır devam eden farkındalık yaratma gayesiyle kurguladığı tüm çalışmalar, “Su-suz Yaz” projesinin de bir farkındalık çalışması olarak sosyo-politik ve kültürel ölçekte değişimi ve çözüm ortaklığını ne boyutta desteklediğini gösterir nitelikte. Bireysel adımların toplumsal, kolektif yapılara dönüşmesi önem arz ediyor. Eldem Sanat Alanı’nda tartışmaya açılan “Su-suz Yaz” projesi, minör sesleri majör topluluklara çevirmek; sel, kuraklık, HES gibi felaketlere dair bilinçli, şeffaf bir toplum yaratma gayesini güdüyor.
Nihayetinde “Su-suz Yaz”, çoğulcu bakış açıları, katmanlı çözüm öbekleri ve şeffaf haklar ışığında ekolojik ve toplumsal sorunları ifade özgürlüğü içinde irdeliyor. Yaşlanan bir dünyada yaşamın devamlılığı için su hayat mıdır yoksa sonsuz bir tükeniş mi?
Sanatçılar: Alper Aydın, Alpin Arda Bağcık, Bekir Dindar, Berna Dolmacı, Elmas Deniz, Erdal Duman, Gülhatun Yıldırım, Hale Tenger, Ilgın Seymen, İz Öztat, Murat Germen, Özgür Demirci, birbuçuk
Küratör: Melike Bayık
Asistan Küratör: Deniz Özgültekin
Esra Eldem (Eldem Sanat Alanı, Direktör ve Kurucu- EKSAV Vakfı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı)
Fotoğrafçılar: Kayhan Kaygusuz, Orhan Cem Çetin
Afiş Tasarımları: Studio PUL
Kamusal Programlar:
Çevrimiçi Konuşma: Kirliliğin Görünmeyen Yüzü: Mikroplastik Kirliliği
Moderatör: birbuçuk Konuşmacı: Doç. Dr. Sedat Gündoğdu
16.03.2022, 20.00-21.00
Çevrimiçi Sanatçı Konuşmaları: Su-suz Yaz I: Yaşam alanları, Su yolları
Moderatör: Melike Bayık Konuşmacılar: Alper Aydın, İz Öztat, Hale Tenger
29.03.2022, 20.00 – 21.00
Çevrimiçi Konuşma: Su Hakkından Suyun Hakkına
Moderatör: birbuçuk
Konuşmacı: Dr. Akgün İlhan
20.04.2022, 20.00-21.00
Çevrimiçi Sanatçı Konuşmaları: Su-suz Yaz II: Su-Rant İlişkisi
Moderatör: Melike Bayık
Konuşmacılar: Murat Germen, Bekir Dindar, Elmas Deniz
26.04.2022, 20.00 – 21.00
Qbicart Çocuk Atölyesi
Atölye Yürütücüsü: Merve Benzer
22.05.2022
Qbicart Çocuk Atölyesi
Atölye Yürütücüsü: Merve Benzer
29.05.2022
Çevrimiçi Konuşma: Deniz Şehri, Şehrin Denizi
Moderatör: birbuçuk
Konuşmacı: Beyza Dilem Topal
16.06.2022, 20.00- 21.00
Çevrimiçi Sanatçı Söyleşileri: Su-suz Yaz III: Sürdürülebilir Bir Gelecek
Moderatör: Melike Bayık
Konuşmacılar: Alpin Arda Bağcık, Berna Dolmacı, Ilgın Seymen
28.06.2022, 20.00 – 21.00
Su-suz Yaz Çocuk Atölyeleri: Şehrini Yarat
Mekan: Eldem Sanat Alanı, Bahçe
Atölye Yürütücüsü: Eda Göknar
02.07.2022, 15.30 – 16.45
Su-suz Yaz Çocuk Atölyeleri: Akan Nehirler
Mekan: Eldem Sanat Alanı, Bahçe
Atölye Yürütücüsü: Eda Göknar
32.07.2022, 15.30 – 16.45
Çevrimiçi Konuşma: Yeni Çevre Anlayışı: HES Politikaları
Moderatör: birbuçuk
Konuşmacı: Sevinç Alçiçek
21.07.2022, 20.00-21.00
Çevrimiçi Sanatçı Söyleşileri: Su-suz Yaz IV: Su İyileştirir mi?
Moderatör: Melike Bayık
Konuşmacılar: Gülhaturn Yıldırım, Özgür Demirci
29.07.2022, 20.00-21.00
(Sanatçı Söyleşi Programı, Su Konuşmaları, Çocuk Atölyeleri (tek tek konuşma başlıkları ve içerikleri yazılacak)
12.03.2022 – 31.11.2022
Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı
Adres: Akcami Mh. Mumcu Sk. 8 Odunpazarı 26030 Eskişehir TR
*Eldem Sanat Alanı| Dalyancı Konağı’nda 12 Mart – 30 Kasım 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Su-suz Yaz” sergisi bir Avrupa Birliği projesi olan CultureCIVIC: Kültür Destek Programı tarafından fonlanmıştır.
Su-suz Yaz projesi kapsamında kamusal programlar dahilinde birbuçuk inisiyatifi tarafından dört adet söyleşi planlanmıştır. Aynı zamanda sanatçıların yer aldığı dört adet söyleşi de gerçekleştirilmiştir. Söyleşilere Eldem Sanat Alanı Youtube hesabından ulaşılabilir.
Aynı zamanda Eda Göknar öncülüğünde iki adet ve Qbicart işblirliğinde de iki adet olmak üzere toplamda dört farklı içerikte çeşitli yaş gruplarına çocuk atölyeleri düzenlenmiştir.
Proje web siteleri:
https://www.youtube.com/@eldemsanatalan3796
https://www.culture-civic.org/projeler/susuz-yaz
https://www.instagram.com/eldemsanatalani/
https://www.instagram.com/eksav_org/
EN
AN EVAPORATING FAREWELL: DRY SUMMER
This is Dry Summer now, as in Metin Erksan’s movie from 1963. This is a black and white drama swinging around life and death. We are on the edge of an apocalyptic existence. Humanity is consuming all that can be consumed, including what is most vital. It is in a very primitive state that is prone to kill all living beings.
And, there is “the Year without Summer” in 1816. It is known by different names, but this one is more ironic. It was a time when changes in the ecological balance were most visible. It was a time when a cold, depressive winter occupied the entire summer, and when the longing for the sun was at its peak. It was a summer when foods, habitats and vital balances altered. Perhaps “the Year without Summer” was the terrible beginning of an eternal winter. It was the beginning of the route to the new ice age, which we are covering step by step day by day. Strangely enough, as a result of the volcanic eruption in Tambora Mountain in the East Indies in 1816, the heat balance of the world and all living species were endangered, and the ecosystem sounded its natural alarms. “The Year without Summer” demonstrated the unexpected results of this natural phenomenon to the entire world throughout the following seasons: The ashes scattered into the sky as a result of the volcanic eruption blocked the sun for months, the temperature fell, the famine began, and it all became unbalanced. This period, which is also called as “the Little Ice Age”, actually revealed how sensitive the balance of the world was, and what could happen when the climate changed as a result of a natural disaster. What about the artificially interfered ecosystem? Today, its consequences cause even heavier damages.
Eldem Art Space’s new project “Dry Summer” underlines the complicated situation in the times of water crisis and worsening climate change. Water is life. We are in the midst of an environmental disaster that threatens life. Each coming day is the last coolest day on earth. Drought and water scarcity are vital risks. Each step that ensures conscious water consumption, takes a stand against global warming and raises awareness on these issues is of utmost importance. It is very difficult to live with distressful facts, such as inconsiderate consumption of water, water pollution, gradual disappearance of life. It is very difficult to live with the fact that a young sea like the Sea of Marmara has recently lost its entire living ecosystem. It is very important to decelerate the ecological crisis and the water crisis primarily on local and international levels, and then to move on to a sustainable and better practice.
The changing climate in the Northern and Southern hemispheres of the world, the change in the temperature balance at the poles and the equator are frightening. As a result, water is a global problem. Turkey is a country with lots of agriculture and irrigation areas; it is richer with fresh and salt water sources than many other places in the world. However, the rapidly spreading drought clearly shows that we also are at risk.
“Dry Summer” explores critical topics, such as the depletion of fresh water resources extracted from meters deep to irrigate agricultural lands, the drying of puddles and lakes with careless and unplanned irrigation, water pollution, plastic waste, mixing of heavy metals and chemicals into the water, unconscious consumption of water, and flood disasters.
“Dry Summer”, as a research-based project that puts sustainability up against water crisis, covers many interrelated social and political issues. Since it is based in Eskişehir, by putting the center-periphery relationship into the foreground, the project aims at raising awareness about the protection of important water resources of Central Anatolia such as watercourses, streams and wetlands. Artists and a research initiative involved in “Dry Summer” discuss in their works and conversations about water ecology, drought threat, and environmental disasters that the water crisis can cause. Alper Aydın, Alpin Arda Bağcık, Özgür Demirci, Elmas Deniz, Bekir Dindar, Berna Dolmacı, Erdal Duman, Murat Germen, İz Öztat, Ilgın Seymen, Hale Tenger, Gülhatun Yıldırım and birbuçuk initiative examine water ecology as the source of natural and social life; global crises such as migration and war that can be triggered by the water crisis; migration, discrimination, housing and human rights problems that societies and minorities will have to experience thereof. They focus on ensuring freedom of expression and thought in a democratic and transparent manner, in cooperation with local governments, in order to raise local awareness.
In the exhibition, conversation and workshop programs focus on HEPP projects, mucilage problem, destruction of fresh water resources, drilling, water pollution, interventions in water resources and drying of natural lakes and resources, regional destruction of nature, change and extinction of species. “Dry Summer” project discusses issues such as the formation of living things, the threat on living life due to water scarcity, financial threats on water, pollution of industrial wastes, Kanal Istanbul project, extreme lack of awareness in water use, flood disasters, forest fires, and water cuts.
Rather than the disasters experienced, “Dry Summer” aims at discussing and monitoring ecological change, consequences of global warming, and water crisis, and the solutions to all those by small-scale individual and social changes with environment policies of local governments. The project intends to raise awareness and consciousness rather than stop a crisis. The project aims to reach a conscious society, from children to adults – a society in which the existing ecological destruction can be slowed down and prevented; a society which is sensitive to its environment, well-informed about nature; a society with a profound consciousness about it.
The transformative power of Eldem Art Space in Eskişehir is the most important aspect of this project. As a significant art and culture space in Eskişehir, Eldem Art Space has been raising awareness in individual and social projects for years. “Dry Summer” is another project that demonstrates how Eldem Art Space supports social transformation. Individual steps accumulate in social and collective structures. “Dry Summer” attempts to transform minor voices into major ensembles, and to create a transparent society that is aware of disasters such as floods, droughts and HEPPs.
“Dry Summer” examines ecological and social problems within freedom of expression in the light of pluralistic perspectives, multilayered solutions and transparent rights. For the continuation of life in an aging world, is water vital, or is it the beginning of eternal extinction?
Artists: Alper Aydın, Alpin Arda Bağcık, Bekir Dindar, Berna Dolmacı, Elmas Deniz, Erdal Duman, Gülhatun Yıldırım, Hale Tenger, Ilgın Seymen, İz Öztat, Murat Germen, Özgür Demirci, birbuçuk
Curator: Melike Bayık
Assistant Curator: Deniz Özgültekin
Esra Eldem (Eldem Sanat Alanı, Direktör ve Kurucu- EKSAV Vakfı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı)
Translator: (from Turkish to English: Osman Şişman)
Fotoğrafçılar: Kayhan Kaygusuz, Orhan Cem Çetin
Afiş Tasarımları: Studio PUL
Kamusal Programlar: (Sanatçı Söyleşi Programı, Su Konuşmaları, Çocuk Atölyeleri (tek tek konuşma başlıkları ve içerikleri yazılacak)
12.03.2022 – 31.11.2022
Eldem Sanat Alanı | Dalyancı Konağı
Adress: Akcami Mh. Mumcu Sk. 8 Odunpazarı 26030 Eskişehir Turkey
*Eldem Art Space | Held between 12th March and 30th November 2022 at the Dalyancı Mansion, the exhibition “Dry Summer” was funded by CultureCIVIC, a European Union project.
Within the purview of the public programs that were part of the Dry Summer project, the research and seminar initiative birbuçuk organized four talks. The project also held four additional talks featuring artists. These talks are all available on the Eldem Art Space Youtube channel.
In the meantime, the project carried out a total of four children’s workshops, each consisting of unique material and aimed at various age groups — two led by Eda Göknar, and two in collaboration with Qbicart.
Proje web siteleri:
https://www.youtube.com/@eldemsanatalan3796
https://www.culture-civic.org/projeler/susuz-yaz
developed by paradoksyazilim